Yüzyılın en önemli aydınlarından olan Chomsky, 1928’de Rus göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Pennsylvania Üniversitesi’nde lisans ve yüksek lisans eğitimi görerek 1955’de dilbilim konusunda doktorasını aldı. 1951 ve 1955 arasında Harvard Üniversitesi’nde burslu bir öğrenciyken “Dönüşümsel Analiz” isimli doktora tezini tamamladı. 20’den fazla üniversiteden fahri ünvanlar ve dünyanın her köşesinden ödüller alan Chomsky’nin dilbilim, felsefe, entelektüel tarih, çağdaş konular, uluslararası ilişkiler ve ABD dış politikası hakkında sayısız yazı, kitap ve konferansları bulunuyor. Chomsky, 1980 ve 1992 yılları arasında dünyanın en çok alıntı yapılan yaşayan insanı seçildi. Ailesi Yahudi olan Chomsky, İsrail devletini eleştiren yazıları yüzünden Ramallah Bir-Zeit Üniversitesi’nin daveti üzerine bu yılın Mayıs ayında gittiği İsrail’e sokulmamıştı. Chomsky, kendisini aydınlanma ve klasik liberalizmden kökenini alan bir anarşist olarak tanımlıyor.
kaynak : http://haber.gazetevatan.com/Haber/333906/1/Gundem
'Başörtüsü giymek şeriat getirmez'
Dünyaca ünlü Amerikalı düşünür Prof. Noam Avram Chomsky Bilgi Üniversitesi’ndeki panelde yaptığı konuşmada da Türkiye ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen konuşmasında Chomsky terör sorunun çözümü için baskının azaltılması gerektiğini söyledi. Son günlerin sıcak tartışması türbana da değinen ünlü düşünür “Türkiye’de muhalefet başörtüsü giymenin şeriatı getireceğini ve İslam’ın radikalleşeceği gibi üretilmiş bir korku var. Aynı korku İslam’a karşı ABD’de ve Avrupa’da da var. Almanya Şansölyesi Merkel Almanya’nın bir ‘Hıristiyan ve Yahudi ülkesi olduğunu’ söylemişti. İslam’ı dışarı bırakmıştı. Başörtüsü bence şeriat gelecek anlamına gelmez. Bu tamamen bir kadının nasıl giyinmek istediğiyle ilgili özgür iradesidir ve bu irade ve hakkın engellenmesi imkansızdır” dedi.
Aydın baskı altında
Aydınlar üzerinde dünyadaki en ağır baskının Türkiye’de olduğunu ileri süren Chomsy şöyle konuştu: “Kürtler Irak, Suriye ve İran’da olduğu gibi Türkiye’de de cinayetlere kurban gitti. BDP yöneticileri ve Güneydoğu’da yaşayan birçok insanın telefonları dinlendi, halen dinleniyor. BDP Anayasal bir parti olmasına ve Kürt sorunun çözümünde muhatap olarak devletin parti üzerinde kurduğu baskı ve tutuklamalar sonrasında 2009 Mart seçimlerinden zaferle çıktı. Önümüzdeki hafta 151 aktivistin yargılanmasına başlanıyor. Bu aktivistlerin arasında BDP’li Muharrem Erbey ve Osman Baydemir de var. Erbey, Voice Of America yayın organına verdiği demeçte Kürtlere yapılan baskılardan bahsettiği ve Türkiye’nin itibarını zedelediği, devletin Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan vatandaşlarına kötü muamelede bulunduğu imajı verdiği için yargılanıyor. Baydemi ise düşünce suçundan ve sembolik eylemlerinden dolayı yargılanıyor. Diyarbakır’daki savcı bu davada 525 yıl ceza istemi talep ediyor. Bu demokrasinin varlığını elbette göstermez. Ya da Aram Yayınları sorumlusu Fatih Taş’a Türkiye’yi aşağılıyor diye 21 dava açıldı. Tüm bunlar demokrasinin daha ileriye gittiğini göstermez. Muhafazakar Türk hükümeti muhalefete göre çok daha yenilikçi. Başta Kürt sorunu ve ifade özgürlüğü gibi konularda Türkiye eskisi gibi değil ancak halen çok kritik bir noktada. Halen dünyadaki en ağır baskıyı Türkiye’deki aydınlar karşılamak zorundalar.”
kaynak: http://haber.gazetevatan.com/Haber/333907/1/Gundem
ABD AKP'yi neden destekliyor?
ABD alternatif olmadığı için AKP’yi destekliyor’
Dünyanın en ünlü aydınlarından Chomsky, VATAN’a yaptığı açıklamada Kürt sorununun çözümünü isteyen ABD, Türkiye’nin İran’la yakınlaşmasından rahatsız. ABD’nin eski gücünde olmamasının dünya için en iyi şey olduğunu söyleyen Chomsky’ye göre “ABD 30 yıl önceki gücünde olsaydı İran’ı çoktan işgal etmişti”
Amerikalı ünlü medya eleştirmeni ve dilbilimci Prof. Noam Chomsky, dünyaya ve Türkiye’ye dair çarpıcı analizler yaptı.
Dilbilimi alanındaki kuramları, medya ve ABD dış politikası üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle kendi alanının en ünlü isimlerinden olan Chomsky, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen 7. Uluslararası Düşünce Özgürlüğü Buluşması’na katıldı. VATAN’ın sorularını da yanıtlayan Chomsky, Türkiye’de ciddi insan hakkı ihlalleri olduğunu, ancak bu ihlallere karşı, gazetecilerin, aydınların, yazarların da katıldığı büyük bir mücadele olduğunu söyledi.
Chomsky “Batı’da ‘Türkiye’nin AB’de yerinin olmadığını’ söylediklerinde, ben bunun tersinin doğru olduğunu savunuyorum. Türkiye’de düşünce özgürlüğü mücadelesi açısından büyük deneyimleri var. Bundan gurur duymalısınız” dedi.
Chomsky sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
* ABD VE KÜRT SORUNU: ABD, Kürt sorununun çözülmesini ister. Çünkü bu sorunun devam etmesi ABD’nin çıkarına değil. ABD’nin, Türkiye’nin o bölgede asker bulundurmasında çıkarı var. O yüzden de Türk hükümetini bu sorunun çözümünde fazla sıkıştırmak istemiyor. Sorunun çözümünü kendisi ile ilgili olmaktan çok, AB’nin bir problemi olarak görüyor. Ama demokratik açılım konusu ABD’de gündeme gelen, tartışılan bir konu değil.
* ALTERNATİF YOK: ABD, AKP hükümetinden çok fazla memnun olmasa da, başka bir alternatifi olmadığı için destek vermek ve AKP’yle devam etmek istiyor. ABD’nin asıl derdi Türkiye’nin İran ve Çin’le olan yakın ilişkileri.
* ABD TEŞVİK ETTİ: Türkiye’de yayınlandı mı bilmiyorum ama ABD basınında Brezilya Devlet Başkanı Lula ile Obama arasındaki bazı mektuplar ortaya çıktı. Bunlara göre ABD, el altından Türkiye ve Brezilya’yı İran’la takas anlaşması yapılması için teşvik etti. Türkiye ve İran’ın bu girişimlerinin başarısız olacağını umuyorlardı, böylece bunu İran aleyhinde kullanacaklardı. Ama takas anlaşması imzalanınca buna tepki göstermek zorunda kaldılar.
* AKP ÖNEMLİ ADIMLAR ATTI: Geriye dönüp baktığımızda AKP’nin demokratikleşme konusunda attığı önemli adımlar var. Tabii KCK operasyonları ve gazetecilere yönelik tutuklamaları saymazsak.
* TÜRKİYE İLE İLGİLİYİM: Türkiye ile ilgiliyim çünkü, NATO ve Avrupa’daki rolü bana ilginç geliyor. Türkiye’deki ağır insan hakkı ihlallerinde ABD’nin katkısını araştırmak da ilgi alanımda.
* SAVAŞSIZ, SÖMÜRÜSÜZ DÜNYA: Savaşsız, barış içinde, sömürünün olmadığı bir dünya için çok fazla işaret yok. Tek olumlu gelişme, ABD’nin artık tek güç olmaması. Türkiye’nin de aralarında olduğu bazı ülkelerin bağımsız davranmaları ve Çin gibi bir ülkenin gelişmesi çok önemli. Yeni birer güç olan bu ülkelerin ABD’den daha iyi olduğunu söylemiyorum ama tek bir gücün dünyaya egemen olması yerine, güçlerin dağılmış olması daha iyi. ABD 30 yıl önceki gücüne sahip olsaydı İran’ı çoktan işgal ederdi.
* ABD HALKI: ABD’nin de kendi içinde büyük problemleri var. Tayvan’dan ABD’ye gelen biri, kendini üçüncü dünya ülkesinde hisseder. ABD halkının büyük çoğunluğunda kırgınlık, hayal kırıklığı ve gelecek korkusu var. Ama tepkilerini rasyonel ortaya koymuyorlar. Örneğin, son ekonomik krizde devletin büyük şirketlere mali destek vermesi olayında tepkilerini devlete yönelttiler. Oysa asıl ekonomiyi krize sürükleyen şirketlere tepki göstermeleri gerekirdi.
Ana dilde eğitim temel hak ama ABD’de de yok
Anadilde eğitim önemli bir hak. Ama ABD’de de gelişen neofaşist eğilimin bir sonucu olarak bazı eyelatler referandumla İngilizce’yi kamusal alanda kullanılan tek dil olarak ilan etmeye çalışıyorlar. İngilizce’den sonra gelen dil olan İspanyolca’nın ikinci dilde eğitimini yasaklamayı amaçlıyorlar.
kaynak: http://haber.gazetevatan.com/abd-akpyi-neden-destekliyor/333904/1/Manset
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder