25 Ağustos 2011 Perşembe

"Gökten ekmek yağmaz,elin verdiğiyle karın doymaz"



Not: AÖF Adalet bölümü öğrencisinin idealist bir genç arkadaşa verdiği cevaptır.Ders çalışmaktan hoşlanmayan,ders çalışmaya ayak direten lise ve üniversite öğrencilerine hediye ediyorum bu mesajı.Mutlaka okuyun.




ichabot - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"kapo kardeş bu hayatta her zaman simetrik dengelerden söz edemeyiz herşeyin belirli bi parametresi yoktur örnek vermek gerekirse bende bizim işyerinde bedavadan memur olup sonra müdür sonra daire başkanı yapılan adamdan nefret ediyorum yada kpss ye bile girmeden meclis kararı ile alınan sözleşmeli personelden nefret ediyorum ama hayatta herzaman herşey istediğimiz gibi olmuyor dünyada işleyen kuralı uzun uzadıya düşünüyorumda bazen aklıma şu geliyor; kader bakıyorki bu adamın imtihan edilme sürecinde önünde binbir engel konularak ilerlemesi durdu,okuyamadı istediği yere gelemedi ama çok ama çok acı çekti ,eğer ufacık bile imkanı olsaydı belkide istediği yere gelebilecekti ama ben yani kader onünü tıkadım ama bu adam aslında ilerlemesi durdurulmasa idi (tabi durduranda ilerletende aynı güç yani kader) savcı kaymakam..vb olabilecekti o halde bu adamı artık rahat bırakıpta önünü açmam gerekiyor ki taaa baştan hakkettiği yeri alsın;o halde aö adaleti okutup sonra hukuka geçirip sonrada kaymakam yapmam gerek dese onu kim durdurabilir?şimdi şöle bi düşün hakettiği halde okuyamayan bi insanın halini ezikliğini hayattan nefret etmesini anlayabiliyormusun?kardeş o halde sana öykümü anlatayım belki bu saplantılı fikrinden vazgeçersin bırakta kader istediğini istediği yere getirsin sen kendi dümenine bak hayatta en son yapılacak şey kaderle savaşmak olur ; bunu da yıllarca savaşıp eline koskoca bi hıyardan başka birşey geçmeyen ben size kendi öykümü anlatacağım;
yıl 2002 anadolu lisesinden mezun olmuşum ve o yıl aobp diye birşey önüme koymuşlar ingilizce eğitim görmeme ragmen aobpnin altında kalarak doktor olamıyorum katsayılar çok yüksek,full çeksem kazansam dahi babamın beni okutacak hali yok çünkü zar zor karnımızı doyuruyoruz,babam kalaycı bütün bir gün boyunca dükkanda birkaç kap hurda yada biriki küçük kap kalaylık malzeme gelmesi için dua ediyorki akşama kanımız doysun,sabahtan dükkana gidiyorum yağlı varilleri çekiç-ve muşta ile parçalayıp banyo sobası yapıp bakır banyo kazanlarına takıyorum üstüm başım yağ içinde etrafımızdaki insanlar bana bakıp halime acıyla karışık gülüyorlar,bulunduğum yerde tek bi dersane var orda bi kıza aşık oluyorum babası yok kızla konuşmamız mektupla oluyor çünkü etraf küçük dedikoducu ve tehlikeli bir yer,derken bu kadar sıkıntıda kızdan haber kesiliyor kime soruyorsam ağzını bıçak açmıyor meğerse trafik kazası geçirmiş komada derken en yaşlı amcam akciğer kanseri oluyor onun kızıda 20 yaşında felçli bakacak kimse yok onunda erkek çocuğu yok tüm yük bende ,derken annem komaya giriyor yüksektansiyondan babam ağlıyor 72 yaşında zavallı adam ilçeden diyarbakıra gidemiyorum cebimde 1.5 tl var gitsemde geri dönemeyecem evde yemek yok komşular getiriyor akşam bana annemden haber yok babam yanında anca ona yol paramız yetti,derken benim kafam 1 haftada bembeyaz oldu ; kız komadan çıktı amcam öldü annem de 3 ay sonra yoğun bakımdan kendine geldi,sonra amcamın taziyesinde millet birbirini kutluyordu babamında ölmesini bekleyen düşmanlarımız benim elimden dükkanı almak istiyorlar ve tehdit ediyorlardı,the godfather filmindeki michael corleone bile o zamanlar benden daha merhametliydi inancımı komple yitirdim,gözüm kararmıştı 
dokunduğum nesneleri hissetmiyordum
sonra şeker hastası oldum üzüntüden,derken 10 ay sabaha kadar ders çalıştım soğuk bi topra evde farelerin ve böceklerin içinde derken 2006/ kpss 2 sınavı açıldı 92.985 puan alarak eskişehire atandım (emniyet tek.yrd.) burda duvar boyama ,inşaat,çöp toplama mıntıkadan izmarit toplama ,tuvalet temizleme dahil aklına gelebilecek bütün pis işleri yaptım inanmayan memurlar nette yadımcı hizmetlilerin bölümünden teknisyen yardımcısı nedir öğrenebilir,burdada 2 yıl savaştım karda ağacı yere indirip kozalak topladım,angarya ne kadar iş varsa yaptım orda aşık olduğum kız üniversiteye giderken ben mıntıkadan izmarit topluyordum,derken bi çocuğa özel matematik dersi vermeye başladım annesi ve babası beni kendi çocukları gibi sahiplendiler ve tayinim için burda çabaladılar bu iş için o kadar çok kişiye boyun eğip işimi yaptırdımki imanım gevredi kurum değiştirdim ama hala hizmetliydim, 1 yılda orda tuvalet yıkadım ama kebaptı işim sadece tuvalet yıkama günde 1 kez o da tertemiz bi yer afedersiniz birde çay taşıma... sonra görevde yükselme sınavı açıldı 1. oldum dairede tek ben atandım ve şimdi v.h.k.i yim hayatımın en güzel yıllarında çöktüm aşağılandım hor görüldüm ama yıkılmadım yılmadım...bende bi aö adalet öğrencisi oldum bu sene... bende beleşten memur olup kpssye girmeden itisnai kadrodan alınan adamlardan nefret ediyorum belediyeye girip açıktan daire başkanı olan beleşten kadrolu müdürlük yapan adamlar var bu ülkede hepsinden nefret ediyorum ama elimden sadece geliyor bu şekilde okumak ve savcı veya hakim olmak istiyorum,adalet istiyorsanız herşey kurallara bağlı olsun diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz bu dünyada sizler/bizler ancak sinirlenip hasta oluruz belediye veya il genel meclisinden beleşten memur olanlar ayda 2250 tl götürürken birde yerel seçimlerde kadro beklerken (kadroda alırlarsa öbür dünyada direk cehenneme atacam onları bütün bi galaksiyi verseler yine kabuletmeyecem) biz ancak olmayan balıkların kavgasını yapıyoruz ..bende bi aö adaletli olarak düşüncelerinize hak veriyorum ama katılmıyorum çünkü adalet için Don Corleoneye (THE GODFATHER 1) gitmeniz gerek..."



2.Not: Yukarıdaki mesajıyla ilgili gelen yorumlar üzerine cevap mesajı.
"Teşekkür ederim arkadaşlar Allah razı olsun güzel cümleleriniz için yanlız size küçük bi hatırlatmada bulunmak istiyorum... Kader insanlara sıkıntılar verdiği zaman tüm yolları kapatarak tamamen ışıksız bırakıyor işte o zaman hayalinizde bi ışık kurup ona koşacaksınız bir süre sonra bakıyorsunuzki o ışık gerçekten varmış ve (ben kpss ye çalışırken hep hayal kurduğumu söyleyen ve asla başaramayacağımı söyleyen mahalle bakkalının eline hıyarı vermek suretiyle gerçek olduğunu ispatlamıştım ) aydınlığa yetişmek üzereymişsiniz işte hepimizin dgs serüveni burda başlıyor ve burda sonuçlanacak inşallah.....kapo kardeş ben seninde bu düşüncelerinden arınmanı istiyorum hayatı matematik denklemi gibi görme herzaman iyi yerlere çok çalışanlar gelmiyor hayatta dediğim gibi kaderin insana oynadığı tiyatrodan biçtiği rolden başka rol biçilmiyor,adamın tekine bakıyorsun işletme mezunu kaymakam olmuş,diğeri ankara siyasal kamuyu bitirmiş tavlacılık yapıyor (bizzat ikisinide gördüm tanıştım),kimin ne olacağına ancak kader ve hayallerimiz karar verir kaderi yönetemeyeceğimize göre ancak ve ancak kurduğumuz düşün ardından gidipte kaderin okunu istediğimiz yere saplayabiliriz,bunun için elimizdeki materyallere bakmamız gerek neyimiz var,kitabımız kalemimiz ve de en önemlisi zamanımız!... boş boş oturup oyun oynayacağımıza dizi film izleyeceğimize kitap okuyup ders çalışsak şöle 1 yıl kendimizi sıksak gelecekte öle güzel günler görebilirizki,bazı şeylerde korkmayın ben kazanamam kontenjan az aö adaletliler kazanacak benim aobp düşük diye kurmayında nedenmi bi kere sen her soruyu çözdğünde adamın önüne geçiyorsun buda emek demek alın teri demek zaman demek herkesin çalıştığı kadar hakkını alacaktır demektir bu sonuçta sen her zaman ilerliyorsun geriye dönmüyorsun dgs de aobpninde pek etkisi yok yeterki 70 70 bandını kır bu bandın üstünde aobpnin tkisi neredeyse 0 bakınız bu sene adamın teki 317 almış 1. olmuş diğeri 312 puan alıp 2. olmuş aralarında 5 puan var taaki 10. ya kadar adam 301 almış...? demekki 17 puan bandında netler sabit aobp ile alakalı değil çözen kazanıyor...geçen hafta intibak yayınlarının 2011 yayınında 1 haftada 157. sayfaya geldim ,bu hafta işyerinde yıllık izin alan birinin yerine bakıyorum, bayramdada ders çalışacam nasip olursa çünkü çalışmayıpta ne yapacam çiftetelli oynarsam kadere kızarsam kim cebime para koyacak ?bayramda bi iki kişiye 20 şer dakka oturmaya giderim bi 1 saat telefona harcarım sonra evime gelir işime bakarım,babamın bi lafı vardır derki oğlum "gökten ekmek yağmaz,elin verdiğiyle karın doymaz" bunu aklınızdan hiç çıkarmayın ve şimdi başlayın çalışmaya boş zamanlarınızdada dostoyevskiden ,tolystoydan kitaplar okuyun acayip hafıza kuvvetlendiriyor herkese başarılar..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder